28 Şubat 2019 Perşembe

Üç Kere Düştüm İçimden

     Ve ben seksen beş kere andım adını. Bir müzik açtım arkaya, bulaşıkları yıkadım. Ekmek almaya giderken dahi durmadı gözyaşlarım. Ne sen kinini atabildin üstünden ne de ben bu irini. Seksen beş diyordum. Eve gelip ellerimi yıkadım ve bir seksen beş daha. Son beş sayı eksik kalmış ve ben elimde portakallarla uyuyakalmışım. Neden seksen beş diyeceksin, bizde huydur takıntılı olmak. Bir evin üstümüze devrildiği ama insanların o son darbeyi sen vurdun diye kızdığı bir huy. Bizi hiçbir zaman anlamayacaklardı ve sen de buna rağmen beni anlamamayı seçtin. "Oysa beni bu yıkık halimle bırakıp nereye..." Kapı çaldı, bir seksen beş daha ve ben kapıya koştum. Eski adın gelmiş beni yakalamaya. Ben bir su içtim, o mutfaktan çıktım ve o evi hep merak ettim. Kapı çaldı seksen beş kez ve açtım. Arayışım gelmişti. Arayışlarım. Ve durumun 2-1 olması kalkıp gelmişler. Buldum sanmıştım diyeyim diye bir daha, ölene dek ağlayayım diye bir daha ve bir daha. Ben de üçlerim ama bunu kimse anlamaz işte diye bağırdım içimden. Arayışlarım güldü ve bulamadın dedi. Benim için aramak önemliymiş gibi bir sürü laf etti televizyondakiler ve ben o salona bir televizyon ekleyemeden çıktım gittim. Nasıl olsa bulamamıştım ve kaybetmiştim benim sandıklarımı. Bana ait olmamış olanı ceketimin cebine atıp yürüdüm kaldırımları. Bir ya da iki kaldırım ancak vardır. İçimde ezilen bir portakala göre de gayet iyi yürüyordum. Mutluymuş gibi. Oysa ne çok isterdim gökyüzüne dolmuş gözlerle bakarken yaralarını biliyorum ve seni anlıyorum diye fısıldanmasını. Bir markete girdim, bir çikolataya ben fısıldadım aynısını. Reyonlar aynı kaldı, ekmekler kıpırdamadı ve hayat aynı klasikliğinde devam etti öylece. Oysa senin beni anladığını hissettiğim zamanlarda ve sen ekmeklerin yanından geçerken ben ekmeklere bakmamıştım. Ne üçe ihtiyacımız olmuştu ne de seksen beşe. Ve ben ekmeklere bakmamıştım çünkü aynı fısıltıya ihtiyacım yoktu. Şimdi gök yarılıyor ve ben çaydanlığın altını kapatıyorum seksen beş kere. Seksen beş. Ne senin için ne de sizin için hiçbir şey ifade etmiyor. Oysa ben o çaydanlıkların altını kapatıp seksen beş kere çıkıyorum benim olamamış evlerden ve hayatlardan. Ve arkamda neşeli kahkahalar.
     Oysa zaman geçince geçecek demişlerdi ama geçen zaman yalnızca yeni seksen beşler ekliyor haneme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder