21 Şubat 2016 Pazar

Kader Telvesi

Adım, adın nihayet
Sana itiraf edeyim,
17 değil 48'im.
20 değil 50'yim.
Ve hiç genç değil yaşlıyım çınarım.
Yerimde olmanı istemezdim.
Seni bana mecbur bırakmak lütuf mudur,
Şikayet midir, nasıl anlatmalı?
Hayır fılora değildi işe yarayan, yine aynı karaçalı uyuşturucuydu.
Hayır ellerim kanamıyor, ben yoluyorum hayatımı didik didik.
Sen besbelli bir hayat,
Ben kör bir tavşanın avcu,
Alnımdan öptüğün vakit Alisi gördüm.
Elimden tuttuğun vakit bir bedbahtlık son buldu.
Beni sevdiğin vakit bir habitat canlandı.
Ey şanslı kalbim,
Tırnaklarını artık boğazımdan çek,
Ve o tırnaklarla kazıdığın kaderimin yakasını bırak.
Ey mor menekşelerim,
Lütfen aynı tırnakları midem için kullanınız.
Şayet ya öleceğim, ya da kendimi gömeceğim.
Neyse güzel limonlar,
Ve senin aşkınla sulanan nergizler,
Bugün size haykırışımın bilmem kaçıncı tekrarıdır,
Bugün kişil tekilliği başka hayatlara bırakışımın yeni bir yinelemesidir.
Artık, ölümü kahve çekirdekleri kadar benimser ve içeriz.
Yahut o kahve çekirdeklerini benimsemek için türlü acıları biçeriz.
Bilemiyorum anneciğim.
Sorular sormayı yurduma bırakıyorum artık.
Bana cevapları da vermeyin.
Bana yalnızca yıldızları verin.
Bırakın beni, uzak çiçeklere gidiyorum.