28 Ekim 2023 Cumartesi

Küçük

Bazen gider insan

Affetmek için tüm gidenleri

Dikkat kırılacak var içeride

Bozuk kırık tüm yolları bilmek için 

Bazen tüpe konmaz su, elimde bileklikler

Giderim geri dönmez yay 

Bazen uçmak gerekir kendi kışınla

Dönebileceğini bilse de insan 

Anne kuşu sevmemek olmaz

Bu da suçluluk değilmiş

Elma yemek farklı, elma soymak farklı

Bazen elma soyar insan

Bazen diyorum, bazen

Dönsek havuç beklediğimiz günlere

Zaman bir tuhaf şey

Ve ne diyeceğini bilirsin

Artık uyanınca gözden geçirilecek yıllar

Plan yapılacak yollar

Artık seksek yasak ve ekmek kızartmaz dedem

İçimdeki eksikliği bilmem nasıl desem

Yarabbi, beni söylesen tüm komşulara

Bir liraya ekmek alsam

Merdivenlerde gösteri, biletleri ben kessem

Annem gelir mi beklerim

İncili kolyeler değil

Yolda hasta olursam elimi tutsun diye beklerim

Ben hep muhtaç olmayı bildim

Elimle karıştırdım şaşırdım bekledim

Sonra ayrılık gelmesin istedim

Kapı pervazından su

Annem hep genç kalsın istedim

Tutsun elimdeki değnekten beni bindirsin istedim

Anne olursam anne, annem olur musun yine benim 

20 Temmuz 2023 Perşembe

Kovulan

Biz hep sonradan gelenleriz İbrahim 

Kapı çalınınca açılmayanlarız 

Her şeyi çok iyi bilenler bizi bilmezler 

İyilik melekleri bizi layık görmez 

Biz otobüse binilirken bile görülmeyeniz

Kovulmuşların bile bir adı vardır 

Bazısının koltuğuna batarız darma duman 

Merhameti ne zaman gördük İbrahim 

Ne zaman sevdiler de sordukları cevaplansın 

Ne zaman iyi geldiler de iyilikleri taçlansın 

Çöpün kenarı, eve ait değildir

Hissetmek, çökmek değildir 

Bazısı merhameti kalbinde kum tanesi gibi saklar 

Utanıyorum onlar adına 

Ayıplanıyorum onlar adına

Üstelik, sen o gece nerdeydin 

Kimse kimseyi istemez kimselerin evleri ne dar 

Kimseleri dinlemeyenler

Zilin yerini bilmeyenler 

Ama yardım etmek böyle bir şeydir ya hani konfor arayamazsın zaten falan filan 

Yeni doğmuş yavrular söyledi 

İnsanı yurtsuz bırakmak, ayakkabısını bağsız

İnsanı evsiz bırakmak, yüreğini aşksız 

İnsanı hissiz bırakmak, ekmekleri nimetsiz 

Baybay bize öyleyse tanrıdan aldık bu emri

Sevmek için cildi bakımı parayı 

Seni niye kimse görmedi ki böyle döküldün 

Şimdi gerek yok, neresi kapın 

Her ardına gidileni sebep ne bilsin 

Öyledir boşlar boş bulaşıklar güzel kovmak kolay

İbrahim biz kapıları açılmayanız 

İnsanlar alsın da çiçekleri delirsin

17 Haziran 2022 Cuma

En doğru ahlak

Düşüncesizlik kas yapar
Oturup kaldığını bilirim
İnsanın içinde kırıntılar
Buzdan parçalar maç yapar
Onu al, bunu koy, şunu getir ve sinirlen
Beyaz bir tümce değildi söylediklerim
Tren raylarının üstümden geçmesini istediğim bir vakitti
Korkunç şeyler olur ki benim de karnım sıkılı
Balık öyle kalır, artık güzel şeyler çöpe atılır
Kediler yer içer yumruklar sıkılı kalır
Ben sinirliyim anne
Anne anne anne anne
Bağırasım geliyor fırına karşı
Fırının ışığını hep boş buldum
Belki de kırarım elimdeki her teli
Tepsileri artık sevmem, boynumdaki hiçbir yükü
Öyle söylenmez yoksa çıkarıp atacaksın
Belimi kapattığımda sevinen sen ölü bir bedenle ne yapacaksın
İnsanlar kendini ne de çok bilir
En şaşaalı meziyet onlarda elbet
Birini aşağı atınca yüksekteyim sanır
Tü onlara mahalleyi gömdüler
En doğru benim diyip doğruya sövdüler
Görsen, ne melek ama yollar harap
Kalpleri ezip ben çok güzelim dediler
Bilmezler
Bilmezler geriye sadece belaları kalır

15 Mayıs 2022 Pazar

Boş

Beni bu içimde tutan ipler
Kördüğüm hep başka kapıya çıkar
Hep geçmişe bakmak isterim 
Sanki ellerimde türküler
Ben kanlarımla kaldım
Yavaş söylenir bir serüven
Kapıyı kırıp gelesim çıkar
Yürürüm uzun şehrin adımlarında
Böyle bir hayal kırıklığı, ne çıkar
O zamanki gibi yağmur yağsın istedim
Uzun merdivenlerden çıkmamış olayım
İnsan ne bırakır geriye
Cahilliğinden başka
Her şey geçip gider
Ellerim kanar yalnız
Ben boşuna değmem
Değmem ümide, acıtır
Korkaklık böyle
Asıl korkaklık kendini bilmekte
Mum yanar, adım kalır
Yalnız boş gözler anlar beni
Bütün kitap bahanesiz
Bütün hitap bensiz
Ben o kadar olamadım, ne hoş
Mor bir kalemin ucunda kaldım
O günler başkalarının oldu
Ağzımız sımsıkı kapalı
Şarkılar dahi tehlikeli
Hep beynimi yiyen bir ses, bir duman
Kararıp gittin hep sen
Uzun uzun sesler duyarım sandım
Oysa kimse geçmedi önümden
Başım eğik, sanki bendim ayıp
Başın dik, sanki ihanetin yalan
Evden odaya çocuklar dolar
Bense bu hayata uymak zorunda kaldım
Allah'ım doğruyu karşıma çıkar
Ellerimi kırmak zorunda kaldım
Şimdi hikaye başka, şimdi yol çukur
İçimde hep bir acı tütmek zorunda kaldı
O yerlere yine gittim
Kendimi gömmek zorunda kaldım

13 Nisan 2022 Çarşamba

Bilmeye

Hiçbir şey geçmiyor bu kapıdan
Yalnız konuşan ziller var, gerisi hikaye
Tırnaklarım olduğundan bile emin değilim artık
Bir çiçeğe konup gitmek kalıyor
Elim yetişmiyor, anne sütüm az
Taklitten canım çok yanıyor
Kırmızı bir nokta sürekli yanıp sönüyor
Artık bitse
O tarlada ben de yansam
Yanağımda siyah bir nokta
Anlatmaktan ağzım duruyor
Her şey pembe çantamı bıraktığımda oldu
Korkuyorum tirene binmekten
Acılarımla yapar oldum tüm yemeklerimi
Korkarım diye korkmaktan yoruldum
Ne oldum söyle
Bur şarkıları söyleyen kim
Az bir yetenekle çıkıyor altın dışarı
Kendimin katili oldum
Beyaz bir masada kaybettim tüm dansı
Yağmur yağdığı o gün kaçmak için her şeyi yaptım
Son bir şehir bile kalmadı elimizde
O tepede gülümsemek yasak
Kayboldum sandığımda durdu dünya
Keşke araba aynı yerinde dursa
Şiddetle söylenir her hece
Bende kalın bir kan var
Kalbimde makarna
Ben ne yapayım şimdi sen söyle
Her şekilde kötü olan bu bedeni nereye atayım
Annem seni atmış, yeni öğrendim
Korkak bir çalıntı olurum ancak ben
Artık içimi kaybettim
Bir daha neyi bilebilirim

24 Kasım 2021 Çarşamba

Hamuşan

                                                                                                         Mehtap Kırlangıç'a...

Yağmur seni çok sevmiştim inan

Yağmanın arınmakla bir ilişkisi olduğu zamanlar

Siyah bir etiket yapıştırıyorlar alnıma

Başörtümden gözlerime taşan bir gülücükle

Maraş çok kötü bir yer oluyor birden

Bazı yaralar bir mandal sepetinde sunulur kadınlara

Bazı adamlar beyazı sunmanın arkasında hırçın, kibirli ve siyah

Ölüm bir zeytin ağacı gibi büyüyüp uzanıyor

Cenazemi uzaklaştıramıyor hiçbir güç, hiçbir devlet

Ben de susmuşların arasına katılıyorum şimdi

Hayal denen şey kadınlardan çalınan bir kucak, bir bebek

Kaloriferlere vuruyorlar alnımı aynı ince yerinden

Ben sana inanmıştımın kirli sofra bezi oluyor o yaratıklar

Aynı kara yazgı vurmasın diye kızıma 

Kızımdan vazgeçiyorum

Tüm hücrelerimle birden

Aynı öyküyü yazdığımda da telefon çalmamıştı

Sinek ısırığı gibi değil bu, öyle hafif kanatmıyor

Şeyhe soruyorum tırnağım aynı yerinden mi uzamış

Elindeki kurdele benim son ipim, son hecem

Sevgilim bazı kadınlara çocukların ilk dişi

Sevgilim bazı kadınlara yaraların en derini

Sevgilim bazı kadınlara ölümlerin en seslisi

Çamaşır asan ellerim buz gibi kalıyor

Ben ölümü taklit ediyorum her yağmur yağdığında 

Elimde domatesli tost ve haberler

Haberlerde annesiz kalan kardeşlerim

Artık yapışık bir cesetleri oluyor kadınların

Kadınlar son mandalını ocaktaki yemeğiyle düşürüyor

Bir kedi kapıda son heceleri bekliyor

Sanat sanat içindir de sevgilim

Sanırım güvenmek de ölmek için 

17 Ekim 2021 Pazar

Çöp Kutusu

Artık bitti.

Nahoş bir meyve son noktanın avcunda kaynadı

Çenemdeki ben kaderime benzemedi

Sevmek senin yapabileceğin bir iş değilmiş

Gülen gözler dikenli tellere batırılmış

Yontulmamış yanında bir kitabın

Bir gül vermişlerdi o zaman

Sen sonsuz ne demek bilemeyecek bir iğretisin

Yangını başlatıp yangından korkan bir erik komiktir ancak

Bu senden 83. vazgeçişim

Yeşil kalemim yazdığı vedaya bir roman

Son nefesim umut ya da umutsuzluk

Sakız gibi de uzamıyor musmutlu günler

Kendi cebinden ödüyorsun mutluluğunu

Bir ata binip gideceksin artık

Çünkü sen yoksun

Vedanı bile yazmıyor artık kırmızı kalpli defter

Siyah bir click ve 

Delete tüm hikayeye