30 Ağustos 2020 Pazar

Kalbim bir çay tabağında kaldı

Bir öfke çıkıyormuş içimden de,

Ben de kaybediyormuşum normalliği.

Beni sahiplenmeyen bir çift gözün aslında birden daha fazla olduğunu görmek

Görmek kimsesiz bırakılan kum fırtınalarını ve içine yerleşen boşluğu

Kalemin mürekkebi içime akmış ve son noktayı koymuş Çalıkuşu,

Yanlışlıkla.

Yanlışlıkla ve siyah hafif ışıklı bir sonbahar gecesi,

Bilseydim gelmezdimlerime bin ekledim

İçime yalnızca acıdan bir sınır,

İçimde yalnızca yorgun kuşların kanat sesi,

Ağır, aksak, korkak, takık, anormal, paranoyak, yak yak yak 

ve yak

İçimde yalnız varılmamış evlerin varlığı

Okşanmamış başları çocukların

İçimde yalnız senin sevdiğin enstrümanın kırık sesi.

Do'ya bastım haykırışım çıktı.

Müzik öğretmenimi ve seni bulamıyorum.

Sessizliklere hüküm veren sizi bulamıyorum. 

Trenin içini, kendimin dışını, dünyanın içini ve dışını ve birçok şeyi bulamıyorum.

Marsa gidecekmiş insanoğlu, yıl bilmem kaç, yaşım 8, ben de inanmıştım Marsa ve Marslılara

Ben de çiçek ekebilirdim ama sen benden toprağı çaldın

Toprağı çaldın ve yine bana kızdın

Tohumu başkasına verdin ve bana kızdın

Bana kızdın ve bana kızdın

Yitip gitmiş bir masal gibi duruyorum şimi, öylece, donuk

Bana kızdın bana kızdın ve o adam gibi 

Canım olması gerekenin yabancı bir adam olması gibi,

Sen de

Gittin. 

Yağmurun yağmayı bırakması gibi,

Sen de,

Gittin.