Bir öfke çıkıyormuş içimden de,
Ben de kaybediyormuşum normalliği.
Beni sahiplenmeyen bir çift gözün aslında birden daha fazla olduğunu görmek
Görmek kimsesiz bırakılan kum fırtınalarını ve içine yerleşen boşluğu
Kalemin mürekkebi içime akmış ve son noktayı koymuş Çalıkuşu,
Yanlışlıkla.
Yanlışlıkla ve siyah hafif ışıklı bir sonbahar gecesi,
Bilseydim gelmezdimlerime bin ekledim
İçime yalnızca acıdan bir sınır,
İçimde yalnızca yorgun kuşların kanat sesi,
Ağır, aksak, korkak, takık, anormal, paranoyak, yak yak yak
ve yak
İçimde yalnız varılmamış evlerin varlığı
Okşanmamış başları çocukların
İçimde yalnız senin sevdiğin enstrümanın kırık sesi.
Do'ya bastım haykırışım çıktı.
Müzik öğretmenimi ve seni bulamıyorum.
Sessizliklere hüküm veren sizi bulamıyorum.
Trenin içini, kendimin dışını, dünyanın içini ve dışını ve birçok şeyi bulamıyorum.
Marsa gidecekmiş insanoğlu, yıl bilmem kaç, yaşım 8, ben de inanmıştım Marsa ve Marslılara
Ben de çiçek ekebilirdim ama sen benden toprağı çaldın
Toprağı çaldın ve yine bana kızdın
Tohumu başkasına verdin ve bana kızdın
Bana kızdın ve bana kızdın
Yitip gitmiş bir masal gibi duruyorum şimi, öylece, donuk
Bana kızdın bana kızdın ve o adam gibi
Canım olması gerekenin yabancı bir adam olması gibi,
Sen de
Gittin.
Yağmurun yağmayı bırakması gibi,
Sen de,
Gittin.