Taşlar artık yerinde değil
İmzamın ardında bir ceset
Koklamak artık eskisi kadar
Leyla bütün parçalarıyla içeride
Menekşeden bir kutu iğneler iplikler
Havaya uçmuş meğer kördüğüm ayaklar
Pür telaş kararıyor toprak üstümde
Zaten eski her şey
Sesler pembe rengin içindeki kanda
Bütün boşlukları acınla doldurdun
Ey kemiksi kükreyiş
Bana bozuk bir tekerlek kaldı kala kala
Hikayende temkinli bir kucak dolusu yeşil
Ben de tam ortasında sandıydım dairenin
Makastan haysiyetsiz evler
Boğum boğum dolanıyor artık nefesler
Tam gittiğimiz yerde tuttu tüm sancılarım
Bana bir filin pembe kulaklarını bile bırakmadın
Bir hapşırık oldun bir hastaneden gelip geçen
Kan bir titreyiş sahibi artık
Milim milim inceliyor ölümle aramdaki kavga
Tam ortasında şehit düşmüş gözlerim
Artık anlamaya gerek yok
Artık kirpiklerimin havada dans etmesine
İçimin tam ortasından paslı bir tiren geçirmene
Dişlerindeki çocuksu yamukluğu gizlemene gerek yok
Ben kum parçaları kadar sahici
Ürkünç bir kaderin kaynağından gelecek kadar kıpırtısız
Tütün kokusunu burnuna ısmarlayacak kadar kimsesiz
Artık ellerimden tutmana gerek yok
Belki seversin diye bir yetime bağışladım.