5 Eylül 2021 Pazar

Ellerim Çocukların Olsun

Taşlar artık yerinde değil

İmzamın ardında bir ceset 

Koklamak artık eskisi kadar

Leyla bütün parçalarıyla içeride

Menekşeden bir kutu iğneler iplikler

Havaya uçmuş meğer kördüğüm ayaklar

Pür telaş kararıyor toprak üstümde

Zaten eski her şey

Sesler pembe rengin içindeki kanda

Bütün boşlukları acınla doldurdun

Ey kemiksi kükreyiş

Bana bozuk bir tekerlek kaldı kala kala

Hikayende temkinli bir kucak dolusu yeşil

Ben de tam ortasında sandıydım dairenin

Makastan haysiyetsiz evler

Boğum boğum dolanıyor artık nefesler

Tam gittiğimiz yerde tuttu tüm sancılarım

Bana bir filin pembe kulaklarını bile bırakmadın

Bir hapşırık oldun bir hastaneden gelip geçen

Kan bir titreyiş sahibi artık

Milim milim inceliyor ölümle aramdaki kavga

Tam ortasında şehit düşmüş gözlerim

Artık anlamaya gerek yok 

Artık kirpiklerimin havada dans etmesine

İçimin tam ortasından paslı bir tiren geçirmene

Dişlerindeki çocuksu yamukluğu gizlemene gerek yok

Ben kum parçaları kadar sahici

Ürkünç bir kaderin kaynağından gelecek kadar kıpırtısız

Tütün kokusunu burnuna ısmarlayacak kadar kimsesiz

Artık ellerimden tutmana gerek yok

Belki seversin diye bir yetime bağışladım.